Kırmızı Et Tüketiminin Önemi

Kırmızı Et Tüketiminin Önemi

Kırmızı Et Tüketiminin Önemi

18/12/2019

Kırmızı et insanoğlunun bilinen ilk besin kaynağıdır. Daha ilk çağlardan bu yana insanların beslenmek için hayvanları avladıkları bilinmektedir. Yerleşik düzene geçtikten sonra insanlar yiyecekleri hayvanları yetiştirmeye ve tarıma başlamışlardır. Et tüketimi biz Türklerin tarihinde de  çok önemli bir yere sahiptir. Daha Orta Asyada iken uzun yol ve savaş günleri için Türklerin yanlarında et taşıdığı bilinmektedir. Hatta ülkemizde çok sevilen bir et ürünü olan pastırma o günlerden gelmiştir.

 Yakın tarihimiz incelendiğinde de özellikle Osmanlı İmparatorluğunun padişahları sefere çıkarken ordunun beslenmesi için en temel gıda olarak eti seçerlermiş. Bu nedenle özellikle uzun seferler için yanlarına büyük sığır sürüleri alırlarmış. Günümüzde de yapılan bilimsel araştırmalar etin özellikle kırmızı etin insan yaşamında çok önemli olduğunu ortaya koymuştur.

 İnsanların yaşamları boyunca sadece kımızı ette bulunan ve hayatın devamı için çok önem taşıyan bazı maddeleri almak zorundadır. Bunu biraz daha açarsak insanların doğal olarak besinlerle alıp kullanabileceği tek D vitamini kaynağı ettir. Başka hiçbir besin maddesinde kullanıma hazır D vitamini yoktur. Vücudun gelişimi ve organların düzenli çalışması için yine kırmızı ette bulunan proteinlere ihtiyaç vardır. Ayrıca beyinin yapı taşı olan protein hücrelerinin büyük bir çoğunluğu hayvansal proteinlerden köken almaktadır. Kırmızı etin hastalıklara karşı vücut direncini artırdığı yapılan bilimsel deneyler ile ispatlanmıştır.

 Yani özellikle büyüme çağındaki çocukların sağlıklı bir şekilde büyüyebilmesi ve zekalarının gelişebilmesi için mutlaka et tüketmesi şarttır. Yetişkin insanların ise vücutlarının sağlıklı bir şekilde tutulması ve hücrelerin yenilenmesi için  ete ihtiyaçları vardır. Özellikle kan hücrelerinin yenilenmesinde ve yeterli oksijen taşımasında çok önemli olan kullanılabilir demir kaynağı olduğu için yine kırmızı et ön plana çıkmaktadır.

 Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için vücut direncinin yüksek olması gerekmektedir. Günümüzde büyük şehirlerde yaşayan insanların stres ve çevre kirliliğinden dolayı hastalıklara karşı direnci düşmektedir.  Vücut maruz kaldığı bu faktörlerin etkisi ile sürekli yıpranmaktadır.İnsan sağlığının devamı için yıpranan hücrelerin hızlı bir şekilde yenisi ile değiştirilmesi gerekmektedir. Bunun için de çeşitli maddelerin vücuda alınması şarttır. Kırmızı et başta B 12  vitamini olmak üzere vücudun tamiri için gerekli olan bu maddeleri bir arada taşıyan en önemli besin kaynağıdır.

 Dengeli beslenmenin temeli vücudun ihtiyaç duyduğu maddeleri en doğru kaynaklardan almaktır. Gelişen teknoloji ve yeni yaşam biçimleri maalesef dengeli beslenmeyi zorlaştırmaktadır. Obezite çağımızın hastalığıdır.  Zaman kazanmak için insanlar çoğunlukla festfood türü yerlerden ayak üstü yenilen yiyeceklerle karınlarını doyurmaktadırlar. Bu da kısa zamanda şişmanlama ve çeşitli sağlık problemleri ile karşılaşmalarına neden olmaktadır. Maalesef geleneksel yeme alışkanlığımız azaldıkça hastalıklarımız artmaktadır. Bu yanlış beslenme şekli ileriki yaşlarda daha büyük sorunlara yol açmaktadır.

 Özellikle yaşlı hanımlarda belirli bir dönemden sonra kaçınılmaz olan kemik erimesini geciktirmek için bol miktarda sindirilebilir kalsiyum ve D vitaminine ihtiyaç vardır. Bunun için daha gençlik döneminde kemiklerin iyi gelişmiş olması şatır. Yukarıda belirttiğim gibi insanların en kolay kullanabilecekleri D vitamini kaynağı olan kırmızı et ileriki yaşlarda da insanların sağlıklı bir şekilde yaşayabilmeleri için en temel besin kaynağıdır.

 Son yıllarda yapılan istatistikler ülkemizde yıllık kırmızı et tüketiminin giderek gerilediğini göstermektedir. AB üyesi ülkelerde yıllık kişi başına et tüketimi 70-90 kg olarak gerçekleşirken ülkemizde bu oran maalesef 25-30 Kg kadardır. Bu da gösteriyor ki ülkemizin insanları hayvansal protein kaynağı bakımından yetersiz beslenmektedir. Bu durum gelecek nesillerimizin sağlıklı büyümelerinin ve başarılı olmalarının önünde büyük bir engel teşkil etmektedir.

 Günümüzde gelişmiş ülkelerin yöneticilerinin en önemli sorunu halkının ihtiyacı olan gıda maddelerinin karşılanmasıdır. Özellikle gıda konusunda dışa bağımlılığın ülke geleceğini  ipotek altına almak olduğunun bilincini  taşıyan yöneticiler tarım ve hayvancılığın gelişmesi için bütün imkanlarını seferber etmişlerdir. Örneğin ; AB üyesi ülkelerde tarım ve hayvancılığa verilen destekler ülkelerin bütçelerinin önemli bir bölümünü oluşturmuştur. Bu alanlarda yeni bilimsel gelişmeler ve teknoloji kullanımı sayesinde ihtiyaç fazlası üretim gerçekleşmiştir..

 İşte bu ülkeler ellerindeki fazla ürünü pazarlamak için ülkemize sürekli baskı yapmaktadırlar. Son günlerde AB den et ithalatı yapılacağına ilişkin haberler de bu nedenle gündeme gelmiştir. Ülkemizde de bilinçli ve verimli üretim yöntemlerinin geliştirilerek hayvansal ürün maliyetlerinin aşağı çekilmesi gerekmektedir. Ancak bu sayede halkımızın sağlıklı ve güvenli et tüketmesi sağlanmış olacaktır. Sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi ve geleceğe güvenle bakmamızın en önemli şartı çocuklarımıza gelişmesi ve büyümesi için yemeleri gerekli olan kırmızı etin sağlanmasıdır.

Yorum ekle